Peygamber Efendimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki:
"Kim Allah için bir ev inşa ederse (mescit yaparsa) Allah da cennette onun için bir ev yapar."
Bu bağış toplama kampanyası, İdlib’in Armanaz ilçesinin el-Şimat mahallesinin sakinlerinin ve mültecilerin çok ihtiyaç duydukları camiyi inşa etmek için başlatılmıştır. Cami, ana yola yakın ve aynı zamanda Armanaz mülteci kampına yakın (resimlere bakın) bir noktada inşa edilecektir. Böylece bölge sakinleri ve mülteciler tüm namazlara ve derslere kolayca gidebileceklerdir.
El-Şimat bölgesinden gelen sakinlerin ve mültecilerin yakınında şu anda cami bulunmamaktadır. Bir camiye ulaşmak için kilometrelerce yürümek zorunda kalmaktalar. Bu nedenle mülteci kampı bir geçici çözüm üretti: Küçük bir çadır. Resimlerden de görebileceğiniz gibi, durum iyi olmaktan çok uzak.
Suriye'de kışlar çok soğuk, yazlar çok sıcaktır. Böyle bir çadırda her mevsim zorlu koşullara maruz kalmaktalar.
Yardımlarınızla, mülteciler ve yakın çevrede yaşayanlar için herkese kucak açan, herkese sığınma sağlayabilecek bir cami inşa etmek istiyoruz.
Caminin inşa edileceği alan 100 metrekare olarak planlanmıştır. İnşa maliyeti metrekare başına 226 dolardır. 22,600$’a ulaşıldığında, bağış toplama kampanyasının hedefine ulaşılmış olacak ve caminin inşası gerçekleşebilecektir
En iyi sadakalar, kalıcı fayda bırakan sadakalardır. Ölümden sonra da, Müslümanların amel defterlerine sevap yazdıran sadakalara, sadaka-i cariye denir. Cami inşa etmek de sadaka-i cariye türlerinden biridir.
“İnsan ölünce, şu üç ameli dışında bütün amellerinin sevâbı kesilir: Sadaka-i câriye, kendisinden istifade edilen ilim, arkasından dua eden hayırlı evlat.”
"Mallarını Allah yolunda infak edenlerin (yakınlarına yeterli nafaka ödeyenlerin, başka muhtaçlara ise ihtiyaç giderici ölçüde sadaka verenlerin ve cihadı madden destekleyenlerin) örneği; yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tohumun örneği gibidir. Allah, dilediğine (daha) kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, her şeyi bilip durandır." [Bakara 261]